Onların özelliklerini tanımaya çalışalım.
Çocuklarımızın bu durumunu saklamak yerine onların gereksinimlerini ve özelliklerini yakın çevremize, arkadaşlarımıza, komşularımıza anlatalım. Zihinsel engelli çocuğun ihtiyaç duyduğu en büyük gereksinim yeterli ilgi ve sevgidir.
ZİHİNSEL ENGELİ OLAN ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİ
Aile bireyleri olarak zihinsel yetersizliği olan çocukların eğitiminde bilmeniz ve dikkat etmeniz gereken noktalar şunlardır:
1. Her şeyden önce çocuğumuzu kabul edin. Onu olduğu gibi kabul etmeniz yapacağınız çalışmalarda size en büyük yardımcıdır.
2. Çocuğun her türlü gelişimi için gereken ilgi ve şefkatinizi ona sürekli gösterin.
3. Çocuğun sokağa çıkmasına, oyun oynamasına, arkadaşlık kurmasına yardımcı olun.
4. Çocuğunuzun hastalıklardan korunması toplum tarafından benimsenmesi için özellikle el, saç, yüz, beden, giysi temizliğine dikkat edin.
5. Çocuğunuza aşırı derecede korumacı davranmayın.
6. Kendine güvenmesini sağlayın. Gelişim durumuna ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verin ve yapmasını bekleyin. Yaptığında takdir edin. Sizler anne-baba olarak her zaman yanında olamayabilirsiniz.
7. Çocuğunuzun fiziksel ihtiyaçları yanında duygusal, sosyal, kültürel ihtiyaçları da karşılanmalıdır.
8. Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın. Normal çocuklarınızı yetiştirirken yaptığınız uygulamaları, davranışları bu çocuğunuzda uzun süreli, daha sabırla uygulamak zorundasınız.
9. Çocuğunuzu sevme, beğenilme, övgü gibi gereksinimleri olduğunu unutmayın. Başarılı olduğu işler için ödüllendirin.
10. Öğrenilecek her şeyin tekrarlar ile alışkanlık haline getirilmesine, her şeyin açık ve kolay anlaşılacak şekilde verilmesine dikkat edin.
11. Çocuğunuzun eğitimine erken yaşta başlayın.
12. Öğreteceğiniz işin yada konunun tamamını birden öğretmeyin. Parça parça tekrarlar ile öğretmeye çalışın. Örneğin; sabah temizliği için önce el yıkamayı, sonra diş fırçalamayı, sonra da saç taramayı öğretin.
13. Öğrettiklerinizi sık sık tekrarlayın. Öğrenemediğini görünce ısrar etmeyin fakat aradan zaman geçtikten sora sabırla aynı işlemleri yapmaya ve yaptırmaya çalışın.
Evde Yapılacak Eğitim Çalışmaları
A) Konuşma Durumu ile İlgili Çalışmalar:
1. Konuşmalarda işarete yer vermeyin.
2. Çocuğunuzun uydurduğu sözcükleri kullanmayın. Doğrusunu öğretmeye çalışın.
3. Çocuğunuzun yakınındaki ve en çok kullanılan eşyalarının adını doğru söylemesini öğretin. Tren, araba, hayvan seslerini tanıtın.
4. Sözcüklerin söylenişindeki hataları çocuğu telaşa düşürmeden ve tedirgin etmeden düzeltin. Doğru söylemeye başladıkça onu sözle ödüllendirin.
5. Yaşına uygun öykü ve masalları anlatın.
6. Konuşma taklitle öğrenildiğinden onunla göz kontağı kurarak, düzgün konuşun.
B) Sayı Kavramını Geliştirme Çalışmaları:
1. Öncelikle söyleneni anlama ve yapma gibi alışkanlıklar kazandırılmalıdır. Örneğin; kalemi ver", "kapıyı aç" gibi.
2. Daha sonra "bu kadar ver" emri ile ileri aşamaya geçilir. Çocuğunuz istenilen sayıda eşyayı seçip verecek duruma gelebilmelidir.
3. Bu çalışmalar, önce 1 (bir) sayı kavramının kazandırılması ile başlamalı, daha sonra 2'ye 3'e geçilmelidir.
4. Önce renk kavramını verin. "Bana kırmızı düğmeyi ver" şeklinde. Sonrada sayı ile birlikte renk kavramını verin. "İki tane kırmızı düğme ver" şeklinde.
5. Ara sıra 1 (bir) üzerinde çalışmanın arkasından 2 tane isteyerek dikkatinin gelişmesini sağlayın.
C) Renk Kavramını Geliştirme Çalışmaları:
1. İlk olarak doğrudan doğruya kırmızı renk kavramını verin.
2. Çeşitli kırmızı renkteki eşyaları göstererek kırmızı kavramını tekrar edin.
3. "Kırmızı kalemi ver", "kırmızı düğmeyi al" gibi emirlerle karışık renklerin arasından kırmızıyı seçmesini öğretin.
4. Daha sonra mavi renk kavramını verin.
5. Her iki rengi de öğrendiğinde "mavi kalemi masaya koy", "kırmızı kutuyu bana ver" gibi emirlerle mavi ve kırmızıyı beraber çalıştırın.
6. Öğrettiğiniz renkten kağıtlarla kesip yapıştırma, el işi alıştırmaları yaptırın, kırmızı ve mavi renkte kalemlerle boyatın, günlük yaşantınızda renklere dikkatini çekin.
7. Çeşitli nesnelerden (kalem, iplik, düğme gibi) aynı renk olanlarını eşlemesini isteyin. Başaramazsa siz yapın, sonra bozup tekrar ondan isteyin.
D) Resimler Üzerine Konuşma Çalışmaları:
1. Renkli resimler üzerinde "bu resimde neler var" diyerek çocuğu gördüklerini söylemeye teşvik edin.
2. Resim üzerinde eşya, hayvan vb. ayrıntılara girip, adlandırmasını isteyin.
3. Resimler üzerinde " daha ne var" sorusuyla serbest konuşmasına izin verin.
4. Resimlerde sık sık rastlanılan nesneleri çeşitli kartonlara yapıştırarak bir çalışma defteri oluşturun.
5. Bu defter üzerinde konuşmaları sürdürün.
E) Evdeki Eşyaların Tanıtılması Çalışmaları:
1. Eşyanın adı üzerinde durarak, bilmediği yada öğrenmediği eşyaları aralıklı olarak sorun.
2. Birden fazla eşyanın adını aynı anda öğretmekten kaçının.
3. Öğrendiği eşya adları ile basit emirleri yerine getirmesini sağlayın. "Sandalyenin üzerine otur" gibi.
F) El ve Beden Hareketleri Çalışmaları:
1. Ucu sivri olmayan küçük kağıt makası ile kesme işlemi yaptırın.
2. Hamur veya çamur ile çalışın. Avuç içerisindeki yuvarlak yapmasını öğretin.
3. Gazete, kağıt parçalarından avuç içinde top yapıp oynamasını sağlayın.
4. Delikli boncukları ipe dizmesini isteyin. Zamanla sizin belli bir sıraya dizdiğiniz boncukları aynı sıraya dizmesini öğretin.
5. Kalemle önceleri gelişigüzel karalama, sonradan belirli şekilleri çizebilmesi için alıştırmalar yapın. Önce daire, sonra kare ve üçgen çizdirin.
6. Belirli resimleri, şekilleri (ör: Üçgen, kare, artı vb.) kağıttan makasla kesip çıkarmasını öğretin kesilen şekillerin yapıştırılması için çalışmalar yaptırın.
7. Aynı resimleri eşlemesini öğretin.
8. El- göz koordinasyonu için amaçlı resim boyama çalışması yaptırın, çekiçle çivi çaktırın. Ayrıca makasla çizgi üzerinden kesmesini öğretin.
G) Sosyal Gelişim Çalışmaları:
1. Çocuğu arkadaş edinebileceği yerlere götürün, arkadaşlık kurup oynamasına yardımcı olun.
2. Çarşı, Pazar gibi toplu yerlere götürerek dış çevre ile ilişki kurmasını sağlayın.
3. Çalışmalarınızda sabırlı, güler yüzlü, sevecen bir tutum takınmayı unutmayın. Ona güven verip bazı etkinlikleri başarabileceğine inanmasını sağlayın.
4- Yapılacak çalışmaların günlük programlar düzenlenerek yapılması, çocuk yönünden oldukça yararlıdır. Günün her saatinde günlük yaşantılardan da yararlanın. Örneğin her sabah uyandıktan sonra çocuğa temizlik, yemek yeme vs. alışkanlıkları kazandırmada örneklerle çalışma olanağı verin.
5- Evinizdeki düzeninize uygun olarak çocuğunuza ayıracağınız zamanlar onun, hemen olmasa da zamanla göstereceği gelişmeleri gördükçe boşa gitmediğini anlayacağınız zamanlardır. Sonuca ulaşmakta acele etmeyiniz, sabırlı olmak zorunda olduğunuzu düşünerek, çocuğu özellikle döverek cezalandırmak yoluna gitmeyiniz. Yukarıda birçok kez denildiği gibi güler yüz, sabır, sevecenlik, hoşgörü çocuğun olumlu yönde gelişmesini sağlayacak, zamanla bu gelişimlere tanık oldukça sizde mutlu olacaksınız.
ANNE VE BABANIN ÇOCUĞA FARKLI YAKLAŞIMLARDA BULUNMASININ SAKINCALARI
Anne-babalar, özellikle disiplin konusunda görüş birliğinde olmaya ve çocuğun yanında tartışmamaya özen göstermelidir. Aileden biri çocuğa sert davranırken, diğeri yumuşak davranmaya yeltenirse, çocuğun kişiliği dengeli gelişemez. Çift yönlü davranış çocuğu yalancılığa ve iki yüzlülüğe iter. Kendine güvenini azaltır ve başarısını düşürür.
Genelde anne babalar çocuğa davranışta tek bir çizgiyi tutturmakta zorlanırlar. Elbetteki anne babanın farklı kişilik yapıları , yetişme tarzları , anlayışları ve değişik farklılıkları olacaktır . Bu çocuğun yetişme ve zeka gelişiminde iyi yönde katkılar sağlayabileceği gibi , çocuğun eğitimi ve davranışlarının yönlendirilmesinde anne babanın birbirinden habersiz veya tamamen farklı yaklaşımları çocukların psikososyal gelişiminde büyük sıkıntılar oluşturabilmektedir.
Genelde çocuğun gelişim aşamalarından uygun bir şekilde geçmesi ve onun yaşa özgü eğitiminin tamamlanmasında anne babanın yaklaşımları ve çocuğu yönlendirmeleri önem kazanır. Bütün bunları şu şekilde örnek vererek açıklayabiliriz ; Bir anne aşırı hoşgörülü olabilir, baba ise tam tersi disiplin yönü ağır basabilir. Bu durumda çocugun davranışları , konuşması , hal ve hareketleri tamamen iki farklı kutup tarafından yönlendirilmeye çalışılırsa çocukta davranış problemleri ve bazı psikolojik sorunlar yaşanabilir. Babanın koyduğu kuralı annenin bozması veya tam tersi babanın hoşgörü gösterdiği bir davranışa annenin sınır koyması genelde çocuğun davranış olarak kararsız , çekingen , çelişkili ve tutarsız bir hale gelmesine neden olabilir. Çünkü çocuk gelişimini ve davranışlarını anne babasından iyi yönde veya kötü yönde aldığı uyarılar ile şekillendirir. Bu çocuğa yansıyan çelişkili ve tutarsız durum çocukta değişik kaygı belirtilerinin ( tırnak yeme , tik , konuşma zorlukları , uyku ve yeme bozuklukları vb.) ortaya çıkmasını kolaylastırabilir. Anne babaların mümkün olduğu kadar birbirlerini desteklemeleri , tutarsız davranmamaları , çocuğun yanında birbirinin uygulamalarını eleştirmemeleri gerekir. Bazı görüş farklılıkları olsa bile çocuğun olmadığı zamanlarda konuşularak ortak görüşün çıkması ve ortak söz birliğinin sağlanması gerekir.
Çocuğun sağlıklı gelişiminde anne babaların birlikte , çelişkisiz ve tutarlı olmaları çok önemlidir. Aksi takdirde bu farklılıklar ve anne babanın çelişkili davranışları çocuk tarafından kullanılabilir. Çocuğun anne babayı yönlendirmesi bu farklı tutumlardan dolayı kolaylaşabilir. Anne babaların ortak fikir ve görüş birliği ile çocuklarını yönlendirmeleri gerekirken , tam tersi olarak çocuk , anne babayı yönlendirebilir.
Bir başka noktada anne baba harici bir başka kişinin ( genelde büyükanne , büyükbabanın) anne babanın koyduğu kurallari ihlal eden veya zayıflatan yaklaşımlarda bulunarak çocukların kurallara uymasını ve davranışlarının şekillenmesini engellemesidir. Anne baba arasındaki iletişim ve ortak karar alma mekanizması ne kadar iyi işler ve çocuğa yansıtılan davranışları ne kadar birbiri tarafından desteklenirse o kadar sağlıklı ve normal psikososyal gelişimli çocuklar olacaktır. Burada şunu da belirtmek yerinde olacaktır , çocuklara yansıtılan davranışların zaman aşımına uğrayarak değişikliklere uğraması uygun değildir. Yani anne bugün koyduğu kuralı bir hafta sonra bozuyor veya tam tersi bir tutum izliyorsa ( sebepsizce gerekli bir neden olmadan ) bu durum da çocukların gelişimini kötü yönde etkiler. Çünkü çocuk bir hafta önce tepki almadığı bir davranıştan bir hafta sonra tepki aldığını görürse bu onun kendine güvenini azaltır, onu çekingen , tedirgin ve kaygılı birisi haline getirir. Yani çocuğun çevresinden ( aile , arkadaş , okul ve öğretmen , sosyal çevre ) devamlı tutarlı davranışları görmesi önemlidir.
Zihinsel Engelli Çocuklarda Tuvalet Eğitimi
Çocuk gelişiminin en önemli parçalarından olan tuvalet becerisi sinirsel ve psikolojik olgunlaşma sonucu genellikle yaşamın ilk beş yılında öğrenilmektedir
İlk iki yılda:
* Tuvaleti geldiğinde bedensel hareketlerle tepki verir işaret veya sözlerle tuvaletinin geldiğini belli eder.
*Üç yaştan itibaren çocuk tuvaleti geldiğinde hemen yapmamayı beklemeyi başarır.
*Dört yaş boyunca pek çok çocuk gece kuru kalmaya başlar.
Altı yaş civarı gerekli kaslar birbiriyle uyum içinde çalışmaya başlar. Çocuk tamamıyla bağımsız olarak tuvaletini yapabilmektedir.
Pek çok çocukta tuvalet eğitimi sorunsuz geçer ve az bir destekle tuvalet becerilerini kazanır. Ancak engelli çocuk ve ailesi için tuvalet becerisinin öğrenilmesi genelde sorunlar içerir. Zihin engelli çocuğun tuvalet kontrolünün oluşması normal gelişim gösteren bir çocuktan oldukça yavaş ve geçtir. Bu nedenle orta ve ağır derecede zihin engelli çocukların ergenlik-yetişkinlik çağına kadar tuvalet becerilerini öğrenemedikleri görülebilmektedir. Ayrıca pek çok engel türünde duyusal bozukluklar, dikkat kas kontrolü algılama-anlama sorunları tuvalet becerilerinin öğretimini aksatan etkenlerdir. Zihin engelli çocuklar bu etken ve özelliklerinden dolayı özel eğitim yöntemleri olmadan tuvalet becerisini kazanamamaktadırlar.
Tuvalet eğitimi için ön koşullar nelerdir?
Tuvalet kontrolünün kazandırılması için hazır oluşun merkezi sinir sisteminin olgunluğu ve kaslarla ilgili ve birbirine bağlı olan üç gerekli öğesi vardır.
1-Boşaltım örüntüsü oldukça sabit olmalıdır. Yani çiş ve kaka hareketleri gün boyu damlama da rasgele zamanlarda kaka yapmadan çok, belli günün belli zamanlarında meydana gelmelidir.
2-Öğrenci, en az bir saatlik aralarla kuru kalmalıdır.
3-Ağır derecede zihinsel engelli çocukların tuvalet öğretimine alınabilmesi için, çoğunlukla 5 yaş veya daha üst yaşta olması önerilmektedir.
Bunun nedeni, zihinsel açıdan yetersiz bireyin takvim yaşıyla merkezi sinir sisteminin olgunlaşması arasındaki ilişkidir. Ancak yapılan araştırmalar, her zaman önerilen bir takvim yaşının doğru olmadığını ortaya çıkarmıştır. Daha küçük ya ağır derecede zihinsel özürlü çocuklara da tuvalet eğitimi kazandırılabilmiştir. Bu yüzden ön koşulolarak birinci ve ikinci maddeler yeterlidir.
Tuvalet kontrolünün kazanılmasını kolaylaştıran bazı beceriler:
1-Öğrencinin tuvalete tek başına gidebilmesi.
2-Öğrencinin bağımsız olarak tuvaletini yapabilmesi için gerekli olan temel soyunma ve giyinme becerilerini öğrenmek için gereken el becerilerine sahip olması (Tutma, açma vb.).
3-Öğrencinin yüz ifadesi ya da duruşuyla tuvalet yapma gereksiniminde olduğunu göstermesi.
4-Öğrencinin ıslak ya da kirli olmaktan rahatsızlık duyup, hoşnutsuzluğunu belirtmesi.
5-Öğrencinin 3 ila 5 dakika arasında oturmuş vaziyette kalabilmesi.
6-Öğrencinin, basit yönergeleri yerine getiremese bile, anladığını gösterebilmesi.
7-Öğrencinin başkalarıyla ilişki kuramama, saldırganlık ve bunun gibi istenmeyen davranışının olmaması
Tuvalet eğitiminde kullanılan yöntem ve yaklaşımlar, bağımsız tuvalet yapma becerilerinin kazandırılması için olumlu pekiştirme ve cezayı içeren davranışsal yaklaşımlar uygulanmaktadır.
Gündüz öğretimi; özel çocuğumuzun gün içerisinde uyanık olduğu zaman diliminde yapılan tuvalet eğitimidir.
Gündüz tuvalet öğretiminde temel olarak kullanılan iki yaklaşım vardır. Bunlar geleneksel tuvalet öğretimi yöntemi ve hızlı tuvalet öğretimi yöntemidir. Bu yaklaşımlardan ilki olan geleneksel tuvalet öğretim yöntemine öğretimsel plan ve kullanılacak pekiştireçlerin (ödüllerin) belirlenmesiyle başlanır. 7-15 gün süre ile çocuğun tuvalet yapma saatlerini belirlemek amacıyla kayıt tutulur. Geleneksel tuvalet öğretim yöntemi aynı zamanda kuruluk kontrolü ilgili davranışların öğretimi kaza yöntemini içerir.
Bağımsız tuvalet yapma becerilerinin kazandırılmasında geleneksel tuvalet öğretim yöntemi ile kullanılan uygulamalardan ilki kuruluk kontrolüdür.
Bu yöntem şu basamaklardan oluşur:
* Basit cümle ve jestler (işaretler) kullanılarak çocuğa kuru olup olmadığı sorulur.
* Çamaşırın kuru olup olmadığına bakılır. Eğer çamaşır kuruysa çocuğa kuru olduğu bildirilir ve ödül verilir.
* Eğer çamaşır ıslaksa çocuğa ıslak olduğu bildirilir ve ödülden mahrum edilir.
* Diğer bir uygulama olan ilgili davranışların öğretilmesinde ise tuvalete oturma çamaşırını indirip çekme gibi bağımsız tuvalet yapma ile ilgili beceriler tuvalet yapma ile birlikte öğretilir.
Geleneksel tuvalet öğretim yöntemleri uygulamaları arasında bulunan kaza yöntemi çeşitli nedenlerle çocuğun altına yapmasıyla kaza oluşması durumlarında kullanılmaktadır.
Bu uygulamada temel olarak şunlar yer almaktadır:
* Kazayı takiben çocuğun çamaşırı değiştirilir ve çocukla iletişim sınırlı tutularak temizlenir.
* Ya da kaza fark edilir edilmez çocuğun çamaşırına bakması ve ıslaklığı hissetmesi sağlanır.
* Çocuk beş dakika kadar bu durumda bırakılır ve daha sonra temizlenir
GECE ÖĞRETİMİ:
Gece tuvalet öğretimine gündüz tuvalet yapma becerisini %75 ve daha fazla oranda kazanılmasından sonra başlanılır. Gece tuvalet öğretiminde gündüz tuvalet öğretimine benzer olarak geleneksel yöntem ve hızlı öğretim yöntemi uygulanır.
Gece tuvalet kontrolünde şu basamaklar izlenir:
· Çocuğa akşam verilen sıvıların miktarı azaltılır ve yatma zamanına 1,5-2 saat kaldıktan sonra hiçbir şey verilmez.
· Yatmadan önce çocuğun tuvalete gitmesi sağlanır.
· Eğer, çocuk söyleneni anlıyorsa, sabahleyin kuru bir yatak bulunduğunda ödüllendirileceği basit bir dille anlatılır.
· Çocuk yattıktan 1, 5 saat sonra uyandırılır, altı kuruysa tuvalete götürülür ve tuvaletini yapması sağlanır. Altı ıslaksa hiçbir şey söylemeden, üstü değiştirilir ve her iki durumda da mutlaka kaydedilir.
· Eğer çocuk yattıktan 1, 5 saat sonra uyandırdığında altı ıslaksa, bir şey söylenmeden altı temizlenir ve ertesi gün 5 dakika daha erken uyandırılır.
· Sabah yatak kuruysa, çocuk mutlaka ödüllendirilir. Eğer, yatak ıslaksa, çocuğa hiç bir şey söylenmeden çarşaflar ye çocuğun üzerindekiler değiştirilir.
· Eğer çocuk ilk uyandırdığında altı kuruysa, sonraki 3 gün aynı saatte uyandırılarak çişini yapması sağlanır.
· Dördüncü gün çocuk, 5 dak. daha geç uyandırılır. Bu sisteme bu şekilde devam edilerek, çocuğun gece boyunca tuvaletini kontrol edebilmesi mümkün olabilir.
Tüm bu çalışmalar oldukça sabır ve zaman isteyen çalışmalardır.